Ağu
19
Hayatı en yalın haliyle yaşayabilmek, kavrayabilmek ve hissedebilmek gittikçe zorlaşıyor. Kaçamadığı sayısız ayrıntı, insanın aklında kalmak için çabalıyor. Cep telefonu kullanma becerisi, markaların logoları, renkleri, kitle iletişim araçlarındaki sesler, yüzler, içerik, dünyanın bütün halleri ve kim bilir daha neler beynimizde bir yer işgal etmek için adeta yarışıyor. Öğrenme, sınıflandırma, önem derecesi atama, empati, sempati, ve […]
Nis
15
Kolektif Kitap düşünce dünyasına somut katkıda bulunabilecek türden güzel kitaplar yayınlıyor. Kolektif Kitap sayesinde dikkatimi çeken bir başka konu da, yayınevinden kitap olarak çıkan, Massey Konferansları Serisi oldu. Konularında uzman kişilerin güncel ve orijinal çalışmalarının Massey College ve Toronto Üniversitesi işbirliği ile bir konferansta sunulduğu, CBS radyoda da yayınlandığı öğretici dersler bunlar. Günümüzde oldukça popüler olan TED konferanslarının biraz daha ciddi ve […]
by Gökhan on Nisan 15th, 2016 in Çeşitli
Ağu
10
Aşağıdaki infografik yirminci yüzyıl sanatındaki akımları bir tarih çizelgesine yerleştirerek toplu bir bakış imkanı sunuyor. Çoğu sanat akımı ve felsefenin doğuşu, yayılması içsel parametrelerden ziyade dış parametrelere bağlı. Yani, bir felsefi akım ya da sanat görüşü hakikate ve estetiğe yaklaşması nispetinde yaygınlaşmıyor. Ortaya koyduğu estetik değer, düşünce ve disiplin; sosyal hayatta ne kadar karşılık buluyorsa […]
by Gökhan on Ağustos 10th, 2015 in Çeşitli
Nis
01
İnsanlık iyiye doğru evrilmekte midir? Biyolojik evrimden bahsetmiyorum; örneğin yazılı kültür, sözel kültürden daha “moderndir”, peki daha iyi midir? Yazının icadıyla kayda geçirilen duygular sonraki nesillere aktarılır, tamam. Acaba bir insanlık deneyiminin yazılı olarak başkalarına ve ya sonraki kuşaklara aktarımı sırasında sözel aktarıma oranla bir şeyler de kaybediyor olabilir miyiz? Sözel aktarımın yazılı aktarıma göre […]
by Gökhan on Nisan 1st, 2013 in Çeşitli
Oca
11
1- Upanişadlar. Milattan önce 800 yıllarında Vedik Hinduizm; rahiplerinin ritüeller üzerindeki yoğun bilgisine çok bağımlı hale gelmesi sonucunda ruhani duyguların daha bireysel bir versiyonu tarafından sorgulanır hale geldi. Bu yükselen bakış açısı Upanişad’lar adı verilen bir dizi dini metinde ifade ediliyordu. Upanişad’lar; Atman adını verdikleri sonsuz, değişimsiz bir Öz’ün varlığını öneriyordu. Bu özün varlığının, bir […]
by Gökhan on Ocak 11th, 2013 in Çeşitli
Ağu
21
Mekanı, zamanı ve kültür, gelenek ve hayatın tüm pratikleri ile bütün rasyonel öncülleri yok ederek kavramsal bir varoluşa zihinsel-hayali bir göç yaşamaya çalışalım. Başarabilirsek tam olarak Einstein’in çok sevdiği bir evrende oluruz. Yani “gedankenexperiment”(*) evreninde… Öyle bir evren ki sadece siz varsınız bir de karşınızda duran bir masa. Masanın üzerinde de bir tabak dolusu baklava […]
by Gökhan on Ağustos 21st, 2012 in Çeşitli
Haz
13
Birey olabilmek için her şeyi feda ettik. Daha doğrusu birey olabilmek için her şeyi feda edenlerin arkasına takıldık. Birey olmayı tanımlayanlar, başkalarını “cehennem” olarak tanımlayanlardı o peşinden gittiklerimiz. Kendi dışımızdaki bütün evren düşmandı; kesin ve muhkem duvarlar örerek benliğimizin etrafına, öz alanımızda, krallığımızı ilan ettik. Benliğimizin çok yakın çevresinde Öz-Krallığımızı kurduk ama belki de tarihin […]
by Gökhan on Haziran 13th, 2012 in Çeşitli
Mar
29
Kahramanın ilk işi ikincil etkilere ait dünya sahnesinden ruhun, gerçeklerin yerleşmiş olduğu şu nedensel bölgelerine geri çekilmek ve orada güçlükleri halletmek, kendi başına onların kökünü kazımak (yani, kendi yerel kültürünün yardımcı demonlarıyla çatışmak) ve bozulmamış, dolaysız deneyimi ve C.G. Jung’un “arketipsel imgeler” dediği şeyin asimilasyonunu aşmaktır. Diyor Joseph Campbell ve devam ediyor: Düş kişiselleştirilmiş mittir, […]
by Gökhan on Mart 29th, 2012 in Çeşitli
Kas
16
Bilim, bilinmezler okyanusuyla çevrelenmiş insanoğluna, çevresindeki bu okyanusu tanıyabilme şansı sağlamaya çalışır. Bilinmezler okyanusu yaşadığımız evrendir. Isaac Newton da buna benzer bir tanımlamadan yola çıkarak kendisini tanımlıyor: “I do not know what I may appear to the world, but to myself I seem to have been only like a boy playing on the sea-shore, and […]
by Gökhan on Kasım 16th, 2011 in Çeşitli
Oca
23
Paul K. Feyerabend‘in Yönteme Hayır adlı kitabından ilginç ve kısa iki ayrı alıntı yapıyorum (yorumsuz): Yanlış yapan beyinlerimiz, yalapşap ölçü aygıtlarımız, özürlü kuramlarımızla ama ideal felsefe cennetinin (Popper’ın üçüncü dünyası) uyduruk şekillerini tanımaya çalışmayı bırakıp, daha gerçekçi olarak bu madde dünyasında bize neyin yardımcı olacağını aramaya başlamamızın gerektiği açık değil mi? … Bugün bildiğimiz biçimiyle […]
by Gökhan on Ocak 23rd, 2011 in Çeşitli