08
Modernlik Patlaması
Politik özgürleşme, cinsel özgürleşme, üretici güçlerin özgürleşmesi, yıkıcı güçlerin özgürleşmesi, kadının, çocuğun, bilinçdışı itkilerin özgürleşmesi, sanatın özgürleşmesi: tüm temsil ve karşıtemsil modellerinin özgürleşmesi… Nesne, göstrege, ileti, ideoloji ve zevklere ilişkin her türlü sanal üretim ve aşırı üretim yollarını katettik. Şimdi her şey özgür, kartlar açıldı ve hep birlikte asıl sorunla karşı karşıyayız: şimdi ne yapacağız?
Artık hiçbir şey yok olmuyor; hızla çoğalarak, sirayet ederek, doygunluk ve şeffaflık yoluyla, bitkinlik ve kökü kazınma yoluyla, simülasyon salgını ve ikincil varoluş olan simülasyona aktarılma yoluyla yok oluyor her şey. Artık ölümcül bir yok olma biçimi değil, fraktal bir dağılma biçimi var.
Bu güçlü cümleler Baudrillard’a ait.(**) Post kolonyal dünya, küresel dünya, kendini tek ve alternatifsiz gören Batı, Batı’yı tek ve alternatifsiz gören koloniler, kolonilerdeki adacıklarında yaşayan aydınlanmacı-modern ama nasıl oluyorsa aynı anda da batı karşıtı şapşallar. Hepsi bu fraktal yapı içinde sanal düşmanlar üretip var olma savaşı veriyorlar. Yine Baudrillard’dan ödünç alalım o zaman terimi: kendi simülasyonunuzda yaşamaya devam edin. Her yeriniz lahana tarlası olmuş, her öğünde bayıla bayıla lahana yiyor ama devamlı lahanaya küfrediyorsunuz. Şunu bilin yeter: siz ezik ve köleliği kabullenmiş, efendisine “sahip” diyen ama kendini efendi zanneden kölelersiniz.
(*) Tablo; Francis Picabia: Hera, 1929
(**) Kötülüğün Şeffaflığı, Jean Baudrillard, Ayrıntı, 4.basım 2010
There are no comments.