05
C’era una volta il West
– Frank? – Bizi Frank gönderdi. – Bana at getirdiniz mi? – Bir at eksiğimiz var galiba… – Fazladan iki tane getirmişsiniz.
– Frank? – Bizi Frank gönderdi. – Bana at getirdiniz mi? – Bir at eksiğimiz var galiba… – Fazladan iki tane getirmişsiniz.
Pixar’ın şu meşhur, seyrine doyum olmayan animasyon filmlerinden Ratatouille’da sık sık geçen bir cümle vardı: “Herkes yemek yapabilir”. Ratatouille’da, bir farenin koku alma yeteneğini kullanarak aşçılık işinde başarı göstermek için katlandığı zorlukları izlemiştik. Yerleşik yargıları yıkarak, bilinen kuralların dışına çıkarak yeni ve yaratıcı fikirlerle bir şeyler yapmaya çabalamak, yapılabilecek şeylerin en iyisidir diyordu film bize. […]
Kaynağı ne olursa olsun çatışma, karakter gelişimi ve inanılır bir hikaye kurulmasında ana unsurdur. Çoğu hikaye merkezi bir çatışma etrafında döner. Yani: Bir cinayet gizemi (katil kimdi, amacı neydi) duygusal bir öykü (ana karakterler bir araya gelecekler mi, ana karakter geçmişiyle hesaplaşabilecek mi) ya da bir bilimkurgu (kahramanımız yaratık ordusunu alt edebilecek mi). Dengeli bir […]
İyi bir senaryoyla iyi bir yönetmen bir şaheser bir film çekebilir. Aynı senaryoyla ortakarar bir yönetmen “idare edecek” bir film üretebilir. Fakat kötü bir senaryoyla iyi bir yönetmen dahi büyük ihtimalle iyi bir film çekemez. Sinemasal bir anlatımla, kamera ve mikrofon suda ıslanmaz ateşte yanmaz olmalıdır. Bir filmi gerçek yapan budur. Senaryo bu güçte bir […]
Hitler ve Goering’in Polonya’yı işgal etmek istediklerini hatırlayın. Goering “Harika! Hadi Polonya’ya doğudan saldıralım” dediğinde Hitler, “Hayır, asla! Kuzeyden seni salak, kuzeyden!” diye haykıracaktır. Demek istediğimi anladınız mı? Bu ikisi toplamda aynı fikirde olabilirler ama asıl önemli nokta o noktaya gelirken nasıl çatıştıklarıdır. Norman Lear “Neden bu iki insan tartışıyor ve neden ikisi de haklı?” […]
Mihail M. Bahtin, ilginç kişiliği yanında zor zamanlarda zor bir alanda fikirler üreten, üretken bir zihindi. Sanat felsefesi alanında en etkili isimlerinden biri oldu. Dostoyevski poetikası üzerine düşüncelerini yazdığı kitabının türkçe tercümesinde Wayne C. Booth‘un nefis bir sunuş yazısı var. Bu sunuş yazısı bana yıllar önce okuduğum Thomas Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı kitabının önsözünü hatırlattı. […]
Altı yaşındaki bir çocuğa anlatamadığını sen de anlamamışsındır. “If you can’t explain it to a six year old, you don’t understand it yourself.” Çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masal okuyun. Onların daha da zeki olmasını istiyorsanız daha fazla masal okuyun. “If you want your children to be intelligent, read them fairy tales. If you want them […]
Perdelerin yerleri değişkendir. Genellikle ilk perde en kısa olandır. Öykünün temel sorununun ve ana karakterlerin tanıtılmasıyla başlar ve Esas Oğlan’ın temel sorunu çözmek için verdiği kararla biter. Başka bir deyişle, ilk perdede seyirci “işte bu film şunun hakkındadır ve kimlerle başbaşa kalacağımızı böylece görmüş olduk” der. İlk perdede iç ve dış sorunlar ve karakter yapıları […]
Hikaye anlatma işi sanıldığı gibi sadece sezgisel ya da hayalgücü gerektiren bir iş değildir. Friedrich Nietzsche sanat üzerine düşüncelerini yazarken sanatın Apollonik ve Dionizik olarak ikiye ayrılabileceğini ifade etmişti. Apollon , Yunan mitolojisinde müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısıdır. Ayrıca kehanet yapan, bilici bir tanrıdır. Dionysos ise şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve […]
İşte, bir paragraf aşağıda Arsito’nun drama hakkındaki fikirlerini gösteren bir grafik… Yatay çizgi zamanı, dikey çizgi ise fiziki ve/veya psikolojik gerilimi temsil ediyor. Bir drama doğal olarak gerilimin sıfır olduğu bir noktada başlamaz. Aynı zamanda bir drama gerilimin en üst olduğu noktada da başlayamaz. Yani zaman ilerledikçe gerilimin azalması seyircide yabancılaşma etkisi uyandırır. Kısacası sıfır noktasının […]